Artık yeter deniyorsa...

Bazen tüp bebek tedavisinden sonuç alınamayacağı anlaşılır. Eldeki verilerle gebeliğin oluşmadığı ve oluşamayacağı net olarak ortaya çıkar. Bu bazen yumurta/sperm elde edememe, bazen yapısal olarak bozuk yumurta/sperm veya bazen de tedavi aşamaların bir yerinde her seferinde aynı yerde takılıp geçememe... şeklinde olur.

Bu durumda, "artık yeter demek" gerekebilir. 

Bunu hekimler olarak bizim hastalarımıza söylememiz hiç de kolay değildir, en azından sevimsiz bir görevdir. Yine de, sevimsiz de olsa, zor da olsa birisinin bu durumu bildirmesi gerekiyorsa o da hekimdir.

Bu sevimsiz durumu bildirmek gibi, kabullenmek de kolay değildir, sevimsizdir, zordur. Ancak kabullenmenin önündeki en büyük engel de kendimiz ve bakış açımızdır. İş hayatında planlamalar yaparken nasıl ki birden çok başarı yolu alternatifi oluşturabiliyorsak, yaşamdaki mutluluk için de benzer tercihler daima vardır. Ancak bu tercihleri görmek, açık olmak ve değerlendirmeye çalışmak çok önemlidir. Tek bir mutluluk yolu yoktur sadece mutluluk yolunu tekilleştiren zihin vardır. Dolayısıyla bu yolları da aramak bulmak ve beslemek yani hayata geçirmeye çalışmak bizleri depresyon ve benzeri ruh sağlığı problemlerinden büyük ölçüde koruyabilir. 

Çoğu kişinin bu ve benzeri durumlara verdiği tepkiler farklıdır. Kimileri kabullenmekten başka çare yok deyip duygularını ve süreci kabul edip yaşamın diğer kanallarındaki mutlu olma yollarını hayata geçirerek ve bunları hissederek süreci daha kolay atlatabiliyor. Aynı zamanda "ödünleme" savunma mekanizmasını kullanarak kendilerine farklı bir kaynak sağlayabiliyorlar. Çocuğu olmayan bir kadının kreşte öğretmenlik yaparak olumlu duygularını oradaki birçok çocuğa hissettirmesi ve birden çok hayırlı evlat yetiştirmesi gibi... Çünkü biliyoruz ki, güzel bir çocuk yetiştirmek için ve bir çocukla kalıcı bağ oluşturmak için "kan bağı" değil "Can Bağı" kurmak gereklidir ve "can bağı" kurmak için kan bağına ihtiyaç yoktur.

Kimileri ise insan psikolojisi öncelikle "inkar" savunma mekanizmasına sığınıyor. Onlar da "kabul etmiyorum" diyorlar... "O doktor böyle dedi ama..." deyip, başka doktorlar buluyorlar... 

Günümüz kültürü de veriyor coşkuyu...

Asla pes etme! 

Pes etmedikçe yenilmiş sayılmazsın! 

Sen bitti demedikçe bitmez! 

***

Tüp bebek tedavisi ile de gebelik oluşmuyorsa o çiftler için üç yol vardır:

1. Çocuksuz bir yaşamı tercih etmek. (Yaşamın ve mutluluğun tek aracı anne-baba olmak mıdır? Veya her anne-baba olan artık sonsuza kadar mutlu mudur?)

2. Evlat edinmek. (Çok ihtiyaç duyan bir yavruya anne-babalık etmek)

3. Yumurta veya sperm donasyonu ile tüp bebek yaptırmak. (Ülkemizde yasal nedenlerle mümkün değildir)

Hayat sizin, eşinizle birlikte hangi yolu seçmiş olursanız olun, mutlu olun!...

(Bu bölümdeki katkıları için Psikolog Enise Öziç'e teşekkür ederiz.)

Önceki Konu